Vurucu bir ilk cümleyle ya da arka kapakla başladı her şey, sonrası...

17 Ocak 2014 Cuma

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi - Ahmet Ümit


Bu roman konusunda ahkâm kesebilecek kadar polisiye dizi / film izleyicisi, hikâye / roman okuyucusuyum. Ahmet Ümit'in "Şeytan Ayrıntıda Gizlidir" kitabını okuduktan sonra "yavan" bulmuştum hikayeciliğini. Çok fazla CSI izlemeye yormuştum bu düşüncemi. Kendisiyle tanışıklığım bundan ibarettir. Herhangi bir husumetim yoktur.

Okuduğum ikinci kitabı da Beyoğlu'nun En Güzel Abisi oldu. Sevmedim, beğenmedim bu romanı. Son derece mesaj kaygılı olmuş. Levent Kırca esprilerine mesajdan gülemeyişlerimiz geldi sıkça aklıma. Başarısız gözlemler, gerçeklikten kilometrelerce uzak diyaloglar ve insanı kusturacak kadar çok kullanılan lakaplarla tam bir "acemi işi"

Romanların içinde bilgiler verir yazarlar, gözümüze sokmadan eğreti durmadan. Güzeli budur olması gereken de. "Biliyorum ulan ben" "bu konuyu çok araştırdım" diye bağırmamalı cümleler. Kendiliğinden akıvermeli olayın içinde. Gerçek hayatta -genelde- 30 yaşında bir polis memurunun orijinalinde üst düzey genel kültür bilgileri olmaz, olursa hayatın içinden gerçeğe çok yakın olmaz, milyonda bir görülen biri olur. Senin de amacın “hayatın içinden, sahici” olmaksa, başaramadın demektir.

Dört yüz sayfalık romanın yüz sayfasında adı geçen tinerci çocuklar için ise tam bir gözlem faciasına tanık oluyoruz. O kadar önemli figürlere o ne gerçeklikten uzak diyaloglar öyle? Uykusuz dergisinde karikatür çizerken yapılan yanlışları ele alan bir bölümde şuna benzer bir tavsiye veriyordu ünlü bir karikatürist genç yeteneklere, yeteneği olduğunu zannedenlere; “Adı Abdurrahman olan ağır abiye Sezercik gibi bir yüz çizmeyin” Romanda yazılan cümleleri kuran bir tinerci getiremedim gözümün önüne, yazılan cümleleri kuran bir polis, bir kadın da. Bu çok önemli bir kusurdur nazarımda.

Son. Yalnızca şaşırtmak mıdır amaç, “katil kim?” sorusunun cevabını aradığımız romanlarda? Yoksa olayın içinde yarattığı etki midir daha çok? Katilin Ahmet ya da Mehmet olmasının ne manası var sen asıl olaya sağlamca etkileyici bir şekilde bağlayamadıysan? Beni romanın sonundan çok, bu romanı yazmış olan Ahmet Ümit’in bunca okunan bir yazar olması şaşırttı. Ve üzgünüm, vakti zamanında insanlar yirmili, otuzlu yaşlarındayken o sırada ünlü ve çok okunan romanları yazanlardan biri Sabahattin Ali’ydi, Rıfat Ilgaz’dı, Ahmet Hamdi Tanpınar’dı, Oğuz Atay’dı. Bizim zamanımızın ünlü, çok okunan yazarları da Ahmet Ümit, Elif Şafak, Canan Tan falan…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder